• Haberler
  • Gündem
  • Gazze'deki Soykırıma Katılan Türkiye-İsrail çifte vatandaşlar için suç duyurusu

Gazze'deki Soykırıma Katılan Türkiye-İsrail çifte vatandaşlar için suç duyurusu

Adıyaman'ın Kahta ilçesinde, Gazze'deki soykırıma katılan Türkiye-İsrail çifte vatandaşların Türkiye'de yargılanması için Kahta Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu.

Gazze'deki Soykırıma Katılan Türkiye-İsrail çifte vatandaşlar için suç duyurusu
TAKİP ET Google News ile Takip Et

22 aydır Gazze’deki soykırıma iştirak eden Türkiye-İsrail çifte vatandaşlarının yargılanması için Kahta Sivil Toplum Kuruluşları adına suç duyurusunda bulunduklarını belirten Av. Hekim Karaman, katliamın failleri ile ilgili Türk Ceza Kanunu’nun 13. maddesindeki binaen yargılana bileceklerini söyledi.

 Av. Hekim Karaman, “1947 yılından bugüne İsrail, Filistin topraklarının büyük bir bölümünü işgal etmiş, sistematik katliamlarla yüz binlerce Filistinliyi öldürmüştür. Özellikle Gazze’de İsrail tarafından yıllardır devam eden kuşatma sonucu kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere iki buçuk milyon insan gıda, su, ilaç, tıbbi gereçler gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılmış, bölge adeta ablukaya alınarak açık hava hapishanesine çevrilmiştir.

Gazze'deki Soykırıma Katılan Türkiye-İsrail çifte vatandaşlar için suç duyurusu

ZORUNLU İHTİYAÇLARIN GİRİŞİNİN ENGELLENMESİ TAM ABLUKADIR VE ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRIDIR.

Yıllardır süregelen insan haklarına aykırı bu duruma Birleşmiş Milletler ve birçok ülke sessiz kalmaktadır. Bizler; Filistin Devleti ve Filistin Halkı’nın bağımsız ve egemen bir devlete sahip olma mücadelesinin yanındayız. Filistin Halkı’na yönelik İsrail Devleti’nin sürdürdüğü hava saldırılarının Gazze'de neden olduğu şiddetli yıkım, elektrik ve suyun kesilmesi, gıda ve her türlü zorunlu ihtiyaçların girişinin engellenmesi tam ablukadır ve uluslararası hukuka aykırıdır. İsrail güvenlik güçlerinin ve illegal yerleşimcilerin Filistinlilere uyguladığı baskı, zulüm, yargısız infazlar, can ve mal tehditleri, İsrail’in soykırım amacının tezahürüdür. İsrail’in Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına yönelik insanlık dışı saldırıları nedeniyle çok sayıda çocuk ve sivilin öldürülmesi ve bölgede barış ve güvenliğin bozulması insan hakları savunucusu olan herkesi derinden etkilemektedir. 

 

OLAĞANÜSTÜ ÖNLEMLERİN ALINMASINDA GEÇ KALINMIŞ OLUNMASI DA AYRICA BİR İNSANLIK SUÇUDUR

 

Son yaşanan olaylar, İsrail’in kurulduğu günden bu yana Filistin Halkı’na yönelik uyguladığı saldırgan, işgalci ve soykırım politikalarının son halkasıdır. İsrail ordusu tarafından Filistin şehirlerinin havadan bombalanarak sivillerin evlerinin başlarına yıkılması, cami, okul, hastane gibi yerlerin doğrudan hedef alınması kabul edilemez savaş ve insanlık suçudur. Tarihsel süreç içerisinde milyonlarca insanın vatanından sürgün edilmesi, yüz binlerce sivilin katledilmesi ve yüzlerce yerleşim yerinin tahrip edilmesi savaş suçu olmakla birlikte, olağanüstü önlemlerin alınmasında geç kalınmış olunması da ayrıca bir insanlık suçudur.

 

BİRLEŞMİŞ MİLLETLERDEN, CENEVRE SÖZLEŞMESİ KAPSAMINDA İNSANİ YARDIM KORİDORLARI AÇILMALI

 

Başta ABD ve Batılı ülkeler olmak üzere dünyadaki birçok ülkenin, küresel kuruluşların ve basın yayın organlarının bu saldırıları görmezden gelmesi, İsrail’in işgal politikasını desteklemekten başka anlam taşımamaktadır. İsrail’in bu eylemleri, başta Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, 1949 Cenevre Sözleşmeleri, 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ile Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nün 7. ve 8. maddeleri kapsamında açıkça uluslararası suç olarak tanımlanmıştır. Bilindiği üzere bu vahşetin failleri, uluslararası hukuk ve uluslararası yargı mercileri önünde yargılanmaktadır. Bu çerçevede İsrail Devleti’nin yetkilileri ve bu suçlara iştirak eden kişiler hakkında tutuklama tedbirleri alınmış, uluslararası yargı süreçleri başlatılmıştır. Ancak bu kararların anlam kazanabilmesi için, devletlerin hukukun üstünlüğüne saygı göstermesi ve bu kararları uygulaması şarttır. Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararlar bağlayıcıdır ve bu kararlara uyulması bir yükümlülüktür. Haklarında tutuklama kararı bulunan şahısların vakit kaybedilmeksizin tutuklanmaları ve adalet önüne çıkarılmaları gerekmektedir. İsrail’in son saldırıları sebebiyle Gazze Halkı su ve temel gıda maddelerinden mahrum bırakılmıştır. Bu kapsamda bir an evvel Birleşmiş Milletlerden, Cenevre Sözleşmesi kapsamında insani yardım koridorları açılmasını; denizden, havadan ve karadan insani yardımların ulaştırılmasının sağlanmasını insanlık namına talep ediyor, bu hususlar için fili sorumluluk almalarını bekliyoruz.

 

SOYKIRIMA KATILAN ÇİFTE VATANDAŞLAR TÜRKİYE’DE YARGILANABİLİR

 

Savaş Suçları ve Soykırım Suçu Türk Ceza Kanunu’na göre dünyanın neresinde ve kim tarafından işlenirse işlensin muhatabının kim olduğuna bakılmaksızın yer bakımından Türkiye’de kovuşturulabilir ve failler Türkiye’de yargılanabilir. Gazze’de yaşayan sivillerin evlerinin, şehri terk etmeye çalışan insanların araç konvoylarının ve özellikle hastane katliamının failleri ile ilgili Türk Ceza Kanunu 13. maddesindeki yargılama yetkisine binaen Kahta Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk.

 

Kahta Sivil Toplum Kuruluşları platformu olarak Filistin Halkı’nın haklı bağımsızlık mücadelesinin yanında olduğumuzu ve insan haklarına aykırı her türlü eylemin karşısında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz. ” dedi.

Özel Haber

Bakmadan Geçme